İmece :Dia Adası
[[Heraklion]]'a altı mil mesafede Girit'in sayılı ıssız demiralanlarından biri. Üstelik kuzeyli havalara kapalı.
Gündüz onlarca gezi teknesi gelip gidiyor, ama gece koylar gerçekten ıssız.
Adada ufak bir kilise, bir kulübe ve günübirlikçilere çalışan ufak bir büfe dışında birşey yok.
Heraklion
Girit adasının başkenti. Yunanistan'ın en büyük altıncı şehri. Yıllar boyu merkezi konumu nedeni ile adanın ticaret merkezi olan bu şehir 1971 yılında başkent olmuş. İkinci Dünya Savaşında Osmanlı ve Venedik kalıntılarının bir çoğunun tahrip olması/yok olması nedeni ile şehrin şu anda tarihi bir merkezden çok modern bir görüntüsü var. Adanın en büyük arkeoloji müzesi ve Knossos'daki antik şehir yüzünden tüm turistler en azından bir iki gün geçiriyor. Turistik merkez çok hareketli.
Rethimno
Orta ve batı Girit'de marinaya en çok benzeyen yer. Devasa mendireğin güneydoğusunda kalıyor. (Eski limanda yazın yer bulmak mümkün değil.)
Heraklio ve Hanya'dan farklı olarak, marina eski şehrin dibinde değil. Eski limana 800 metrelik bir yürüyüşle ulaşılıyor. Limanın hemen karşısında araç kiralama, süpermarket gibi imkanlar var.
Şehir bir Hanya veya Heraklio kadar ilginç olmasa da, liman Orta Girit bölgesinde karadan yapılacak geziler için Heraklio'dan daha rahat bir seçenek…
Orta Girit bölgesinde iki ana liman var: Heraklion ve Rethimno.
Tüm bölgenin hakkını verebilmek için her iki limanda da durmak gerekiyor. Rethimno nispeten düzgün bir limana sahip. Heraklion'da ise ziyaretçiler için yapılan marinayı yerel tekneler doldurduğu için ticari limana bakan yüksek bir iskeleye bağlanılıyor. Arkeoloji müzesi ve yakın mesafedeki Knossos sarayını gezip bir sonraki limana devam etmekte fayda var. (Heraklion yerine biraz doğudaki Gouves Marina tercih edilebilir.)
Liman konaklamalarından sıkıldıysanız, Heraklion'un karşısında yer alan Dia Adası güzel bir seçenek sunuyor.
Argiroupoli
Girit'in en keyifli dağ kasabalarından biri. Rethimno'nun yaklaşık 25 km güneybatısında yer alıyor. Su kaynaklarında oluşan doğal bir soğutma sistemi var. Aşağı ve yukarı olmak üzere iki bölüme ayrılmış. Yukarıda küçük bir çarşı, güzel, dar sokaklar ve Venedik tarzı köy evleri sizi karşılarken, aşağıda su kaynaklarının etrafına kurulmuş tavernalar bulunuyor. Tatlı su balıkları ve her zamanki gibi keçi menülerin ana elemanları. Aynı yoldan geri dönmek yerine, biraz vaktiniz var ise, devam ederek Asi Gonia, Kallikratis ve Asfendos üzerinden Impros'da Hora Sfakion yoluna inebilirsiniz. Sizi 1200 metrenin üzerine çıkaracak bu rotada uçuş yapan kartalları çok yakından görme fırsatınız olabilir.
Arkadi Manastırı
Rethimno'ya 22 km mesafedeki bu manastırı tek başına ziyaret etmeye değmeyebilir. Ama günü Amari, Fourfouras gibi dağ köylerine doğru, Güney taraftaki Agia Galini sahiline inecek şekilde uzatabilirsiniz. Hatta Phaistos antik kenti bile bugün gezilebilir.
Manastı Girit tarihinde, özellikle Türklere karşı verilen mücadelede çok önemli bir sembol. Aslında Türkler adayı yönettikleri süre boyunca manastır faaliyetlerine karışmamış, bir anlamda özerklik tanımış. Ancak 1860'larda gerilim karşılıklı artınca asilerin son direniş noktası haline gelmiş. Kontrolü sağlamak için saldıran Türk ordusuna karşı teslim olmamak için 1866'da baruthaneyi havaya uçuran direnişçiler kahraman kabul ediliyor.
1866'da manastır ciddi hasar görmüş olmasına rağmen, çöküşte olan Osmanlı İmparatorluğunun batılı ülkellere verdiği tavizler sonucu tekrar özerkliğine kavuşmuş ve kısa sürede restore edilmiştir.
Bugün müze halindeki manastırda rahiplerin günlük yaşamı hakkında fikir edinmek mümkün.
Phaistos Antik Sarayı
Girit'de gezilmesi şart iki antik alandan biri.
Verimli ovaların ortasında bir yükselti üzerine kurulu M.Ö. 2000-1400 arasında kullanılmış bir saray. Minaolular'a ait bu antk kentin o dönemde Anadolu ve Yunanistan'ın en ileri medeniyeri olduğu varsayılıyor. Avlular, tiyatro alanı, yaşam alanları, su kanalları, depolama için kullanılan devasa küpler... Kazılarda bulunan eserlerin çoğu Hereklion'daki müzede olsa da, ölçek ve yerleşim olarak etkileyici.
Antik kentin hemen yanında büfe tarzı bir yer var, ama 1.5 km daha devam edip Taverna Agios Ioannis'in meşhur tavşan veya kuzu ızgarasını denemek gerekir.
Yeni yorum ekle